Yazar Tarık Tufan NEVÜ Öğrencileriyle Buluştu

01 Kasım 2018 3263
Yazar Tarık Tufan NEVÜ Öğrencileriyle Buluştu

Türk Edebiyatının önemli kalemlerinden yazar, senarist ve televizyoncu Tarık Tufan Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) öğrencileriyle buluştu.

NEVÜ Önce İnsan Kulübü tarafından NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen ve Nevşehir Genç İHH’nın da desteklediği etkinliğe konuk olan yazar, senarist ve televizyoncu Tarık Tufan, yazma serüvenine nasıl başladığını, hikâyelerindeki semti, hakikat meselesini, dertlenmeyi, sosyal medyayla ilgili düşüncelerini ve “Bir Adam Girdi Şehre Koşarak” isimli kitabının içeriğini katılımcılar ile paylaştı.

Edebiyatla uğraşan biri olarak, yazarak ve konuşarak hayatını anlattığını söyleyen Tarık Tufan, “ İlkokul hayatımın son yılında bizim mahalledeki her çocuk gibi çalışmaya başladım. Yerin iki kat altında konfeksiyonda çalışıyordum ve güneşi görmeniz mümkün değildi.  Bir gün tanımadığım bir adam yolda bana ‘Kitap okumayı sever misin?’ diye sordu. Ben de ‘Çok severim’ dedim.  Adam ‘Sana bir kitap versem okur musun?’ dedi ve bana bir kitap hediye etti. Kitap bir cenk tarzında, hikâyelerden oluşan bir kitaptı. Bizim coğrafyamızda biliyorsunuz bir masal kültürü var. Ben de verilen o kitabı okuduğumda, o küçük yaşta bir şey keşfettim. İçinde bulunulan durum ne olursa olsun, birden kendi kendime hayal kurmaya başladım ve bir atın üstünde elimde bir kılıç, üzerimde bir zırh varmışçasına bir savaş alanına girer gibi çalıştığım atölyeye girmeye başladım. Aslında kendimi masalda zannediyor ve delirmiş gibiydim. Biz o deliliğin sınırına gelebildiğimiz ölçüde kendimize bir varoluş  kurabiliyoruz. Bunun en görkemli ismi, büyük canavarların karşısına çıkabilecek delice bir cesareti ortaya koyan adam, romancının ilk roman karakteri deli meczup ‘Donkişot’tur. Donkişot artık bir roman karakteri değil,   bir insanlık duruşudur” dedi.

Edebiyatın insan hayatına dair önemine vurgu yaparak konuşmasına devam eden Tufan,  “Edebiyatın, romanın, ve anlatının gerçekliği bizim günlük hayatımızın gerçekliğinin, üzerimizdeki bütün tutsaklıklarından kurtuluş biçimidir. Edebiyat, roman, anlatı, ve masal bir özgürleşme biçimidir. Doğal olarak Zülfikar’a, Düldül’e, devin karşısındaki genç çocuğa, o masalı anlatan prensese inanmak bizi zihnen özgürleştiren şeylerdir. Edebiyatın insan zihninde ve ruhunda bizim hayal dediğimiz gerçeklerinden, bütün zincirlerinden arındırmak gibi hayati bir rolü vardır. ‘Neden edebiyat okuyoruz?’ sorusuna verebileceğim tek cevap ‘Hayatta kalabilmek içindir’. Biz hayatta kalabilmek için edebiyat okuyoruz. Modern dönem insanın en temel varoluş özelliklerini yok eder. Mekanik bir dünya kurar ve insanları hızla birbirine benzetmeye başlar. Edebiyat buna karşı çıkabilmek için bize bir ihtimal sunar.  Biz tıpkı bir coğrafyanın kendisini hayatta tutma biçimi gibi kişisel olarak, iyi bir edebiyat okuru olarak, edebiyatla haşır neşir olarak kendimize yeni bir gerçeklik kurabiliriz. Bu yüzyılın bütün barbarlığına, modern yüzyılın bütün barbarlığına karşı, bütün acımasızlığına karşı kendimize daha merhametli bir dünya kurabiliriz. Bin bir gece masallarını anlatmanın tek motivasyonu hayatta kalmaktır. Masal bitince ölecektir çünkü. O yüzden masal bitmez, masal biterse insan ölür. Masalı hayatta tutmak, anlatıyı hayatta tutmak bizim için hayatta kalabilme biçimidir. Bu yüzden edebiyat hayat kurtaran bir şeydir.  Edebiyat hayatı kurtarmaktır. Ben varım diyebilme biçimidir. Edebiyat insanın ruhunu inceltmesi, aklını inceltmesi, kalbin hakikatinin bütün yaralarına açık hale gelmesine imkan vermesidir. Büyük romancılar bu yüzden bugün hala hayatın önündedir. Eskiden roman hayatı taklit ediyordu, şimdi ise hayat romanı taklit ediyor. Çünkü büyük edebiyatçılar yüzyıllık bir şey icat ettiler ve gerçek budur” diye konuştu.

Edebiyat tutkunu öğrencilerin ve davetlilerin yoğun ilgi gösterdiği program,  NEVÜ Önce İnsan Kulübü Akademik Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Davut Sarıtaş’ın günün anısına Tarık Tufan’a kalem hediye etmesi ve Tufan’ın kendine ait kitaplarını imzalaması ile sona erdi.