Gazeteci-Yazar Nedim Şener: PKK ve FETÖ Aynı Anneden Emzirilen İki Süt Kardeştir

17 Eylül 2019 2625
Gazeteci-Yazar Nedim Şener: PKK ve FETÖ Aynı Anneden Emzirilen İki Süt Kardeştir

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ), Kapadokya Üniversitesi ve Argos in Cappadocia ile birlikte organize edilen ‘Bezirhane Buluşmaları’nın bu ay ki konuğu Gazeteci-Yazar Nedim Şener oldu. Şener, FETÖ terör örgütünün 40 yıllık yapılanmasını ve dış güç odaklı olarak Türkiye’ye karşı girişimde bulunulan 15 Temmuz hain darbe girişimini anlattı.

Nevşehir merkez ilçeye bağlı Uçhisar Beldesi Argos in Cappadocia Otel'de 'Türkiye'nin en uzun gecesi'nin anlatıldığı geceye;  Nevşehir Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi (NEVÜ)  Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Uçhisar Belediye Başkanı Osman Süslü, akademisyenler, öğrenciler ile çok sayıda davetli katıldı.

Konuşmasının başında FETÖ terör örgütünün Türkiye’deki yapılanma sürecine değinen Gazeteci-Yazar Nedim Şener, “Karşımızda dünyanın 127 ülkesinden fazla ülkede faaliyet gösteren bir terör örgütü var. Bu örgüt üyeleri 24 saat boyunca sürekli Türkiye üzerinden mağduriyetler üreterek algı operasyonları yürütüyorlar.  Bu örgütü bir tarikat veya salt bir cemaat olarak tartışmak bence doğru bir kavram değildir. Gülen’in yazdıklarını ve söylediklerini okuduğumuzda aslında İslam değerlerine ilişkin bir şey söylemiyor. Sürekli insanların beynini yıkayan ve kendisini seçilmiş bir kişi olarak ortaya koyarak yanındaki kendine bağlı olanları da cennete götürecek olan kişi olarak tarif ediyor. Bunu yaparken de ortaokul seviyesindeki öğrencileri devşiriliyor. Bu örgütün dershanelerinden başlayan süreçle birlikte başta askeri liseler olmak üzere diğer liselere yerleştirilen gençler, örgütün abileri veya ablaları tarafından gruplaştırılarak iki haftada bir cemaat evlerinde ağırlanıyor. Buralarda bunlara Fethullah Gülen’in ve kendi örgütlerinin yapısıyla ilgili kasetler izletiliyor. Bu gençlere bu şekilde devam eden eğitim sürecinin ardından cemaat içinde katalog evliliğinden eşleri de seçtiriliyor. Ondan sonra da geri dönülmez bir şekilde örgüt üyesi haline getiriliyorlar” dedi. 

Şener devamında “Biz bugün dini bir örgütten bahsetmiyoruz. Bunlar bir istihbarat örgütü. Amerika Birleşik Devletleri bütün dünyada komünizme karşı oluşturduğu hatlar, setler vardı. Özellikle Amerika bunu sağ kesim üzerinde çok etkili bir şekilde kullandı. Bunu yaparken insanların dini duygularının üzerine giderek onları bir anlamda yeşil kuşak dedikleri projenin parçası haline getirdiler. Bunlardan birisi de Fethullah Gülen’dir.  1970’li yıllarda bir iş adamının evinde dönemin MİT müsteşarı Ali Fuat Yılmazer ile bir araya gelerek ona ‘Örgütlenin’ talimatı veriyor ve Türkiye’nin istihbaratını Amerika’nın kucağına teslim ediyor. Dolayısıyla Fethullah Gülen bu sistemi Amerika’nın deştiği ile genişletti. Amerika’nın nüfus etmek istediği her yere yine aynı gruplar üzerinden nüfus ediliyor. Öyle ki, Türk Cumhuriyetlerinde daha Türkiye konsolosluklarını açmadan Gülen buralarda okullarını açmaya başladı. Burada anlatmak istediğim şey, bu bir Amerika Birleşik Devletleri projesiydi. Bunu rahatlıkla söylememizin sebebi bu örgütün başının ve kadrosunun halen Amerika’da olmasıdır. Bugün baktığınızda anneler Diyarbakır’da yavruları için ortaya bir irade koyuyor. Bunun sebep olan PKK’da FETÖ’de aynı anneden emzirilen iki süt kardeştir. Bizim karşımızda FETÖ dediğimiz gibi dünya çapında değişik yapılanmalar adı altında Amerika’nın istihbarat istasyonları var ve buralarda yetiştirilenler devlet kurumlarına sızdırılıyor. Bu örgütlerin bütün amacı Amerika’nın yörüngesinden çıkan bir ülke veya bir yönetim olursa onu hizaya sokmak” diye açıklamada bulundu.

FETÖ Üzerinden Türkiye’ye yönelik düzenlenen operasyon ve 15 Temmuz darbe girişimine değinen Şener, “2009 yılında Erdoğan’ın  İsrail’e ‘One minute’ çıkışıyla birlikte o zaman uluslararası sistem Erdoğan’ın ipini çekti. 2011 yılında Mavi Marmara olayıyla birlikte de üstüne vazife olmamasına rağmen Fethullah Gülen bunun İsrail’den izin alınmadan yapılmaması gerektiğine dair açıklamada bulunarak doğrudan tavrını ortaya koydu. Özellikle 2010 yılından sonra Türkiye’yi zorda bırakacak tavırlar ve operasyonlarda başladı. Mit Müsteşarı Hakan Fidan’ın ifadeye çağırılmasına yönelik operasyon, MİT tırları operasyonları,  17-25 Aralık operasyonları devreye sokuldu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın alınmak istenmesinin asıl amacı da Erdoğan’ı tutuklamaktı, ancak bunu başaramadılar.

2016’da Amerika uzantılı olarak Türkiye’de darbe olacağına dair söylemler dillendirilmeye başlarken, Genelkurmay Başkanlığı bir bildiri yayınlayarak darbe iddiasını yalanlamıştı. Çünkü darbe yapacak olan ekip, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri demokrasiye bağlıdır, böyle bir ihtimal ve böyle bir hazırlık yok’ diye Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne koymuştu. Ama 3-5 ay sonra 15 Temmuz’da bu darbeyi gördük.

O gece darbeye karşı milletimizin topyekûn mücadelesini de tüm dünya gördü. Bununla birlikte Türkiye bu örgüte karşı başta askeri ve polis yapılanması olmak üzere büyük bir mücadele içerisine girdi. Geldiğimiz noktada halen bu yapılanmaya karşı mücadele kararlılıkla devam etmektir” ifadelerini kullandı.

Program, Şener’in konuşmalarının ardından katılımcıların sorularını cevaplandırmasıyla son buldu.