Kamu Başdenetçisi Malkoç NEVÜ’de “28 Şubat’tan 2023’e Türkiye” Üzerine Konuştu

25 Şubat 2020 2603
Kamu Başdenetçisi Malkoç NEVÜ’de “28 Şubat’tan 2023’e Türkiye” Üzerine Konuştu

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ)’de eğitim – öğretim gören öğrenciler ile buluşan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, “28 Şubat’tan 2023’e Türkiye” üzerine konferans verdi.

NEVÜ Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un davetli konuşmacı olarak bulunduğu konferansa; Nevşehir Valisi İlhami Aktaş, AK Parti Nevşehir Milletvekili Mustafa Açıkgöz, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı A. Kürşat Şahin, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı,  Nevşehir Baro Başkanı Av. Necmi Öncül, Kamu Denetçiliği Kurumu Genel Sekreteri İbrahim Kılınç, NEVÜ Rektörü Yardımcıları Prof. Dr. Erdoğan Çiçek, Prof. Dr. Ertan Özensel ve Prof. Dr. Fatma Karipcin, Genel Sekreter Nihat Çavuşoğlu, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, davetliler, üniversitenin akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi tanıtım filminin gösterimiyle başlayan konferansın açılış konuşmasını Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı yaptı.

Bağlı, “Türkiye’de siyasetin topluma yön vermesi, toplumunun rüyalarının gerçekleşmesi ve devletin toplumla birlikte yürüyen bir aktör haline gelmesi sürecinde hakikaten çok büyük emek göstermiş, büyük çabalar harcamış ve çok büyük bedeller ödemiş birini bugün üniversitemizde ağırlamanın heyecan ve gururunu yaşıyoruz.  28 Şubat sürecinde üniversitede yeni göreve başlamış bir araştırma görevlisi iken 28 Şubat’ı bizzat yaşayan birisiydim. Hakikaten bu süreçten çok büyük ders çıkarmamız gerekiyor ve bir daha Türkiye’de benzer olayların yaşanmaması için gerekli tedbirlerin ve bilincin oluşması gerekiyor. Arzumuz ve talebimiz bütün vatandaşlarımızın bu konuda hassasiyet sahibi olmasıdır.

Bir başbakana bir askerin toplumun huzurunda omuz vurarak yere itmesine kadar bir cunta hareketi vardı. Onları desteleyen bir medya, onları destekleyen sözüm ona yine cuntacı bir muhalefet ve sivil toplum kuruluşları vardı. Ama elhamdülillah toplumumuz bunlardan büyük oranda kurtuldu.

Bir sosyolog olarak şunu söyleyebilirim ki ülkemizin en fazla arzu ettiği konu şuydu: Türkiye’de devletin, toplumun ve siyasetin birlikte aynı yöne doğru, aynı hedef doğrultusunda ülkemizin ve milletimizin refahını arttıracak uyumlu bir senkronize çalışmayı göstermesidir. Ne zaman biz devlet ve toplum birbirine, siyaset ve toplum birbirine yaklaştı işte o zaman karşımızda bunları provoke eden, bunları birbirinden uzaklaştıran bir darbe sürecinin karşımıza çıktığını görmekteyiz. Esas itibariyle işin özünde milletin kendi iradesiyle ortaya koymuş olduğu siyasi yapının, milletin rüyasını ve milletin hayalini gerçekleştirecek projeleri uygulamasını engellemekti. Bize giydirilmiş bir deli gömleği vardı ve Sayın Başkanımızın da içerisinde olduğu o bir avuç insan,  büyük bir fedakârlıkla cuntacıları bertaraf ederek Türkiye’yi önemli bir kavşağın dönüm noktasının arifesine getirdiler.  Bundan sonrası siz Türkiye’nin gençlerine kalmıştır. 2023 hedefini hep birlikte gerçekleştireceğiz.  Bu vesileyle bugün aramızda bulunan Sayın Başkanımıza ve beraberindekilere bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu. 

Konuşmasına kendisini üniversiteye davet ederek gençlerle buluşturmasından dolayı Rektör Prof. Dr. Mazhar Bağlı’ya teşekkür ederek başlayan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, Türkiye’de yaşanan darbeleri ve darbelerle birlikte Türkiye’nin yaşadığı sıkıntılara değindi.

Malkoç “Dünya kurulduğundan beri insanların yönetimiyle ilgili farklı modeller denenmiştir. Ancak dünyanın en son geldiği nokta vatandaşların seçmen olarak, seçmen sıfatı ve kimliğiyle düzgün yapılan seçimlerde oy kullanarak yöneticilerini seçmesidir. Bu en alt birimden muhtarlık, belediye meclis üyeliği, belediye başkanlığı, büyükşehir belediye başkanlığı, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığıdır. Bunun adı da demokrasidir. Çağdaş ve gelişmiş ülkelerin en son gelmiş olduğu seviye budur. Türkiye de 1876 anayasası ile bunu denemiş, bu süreçte zaman zaman sıkıntıya uğramıştır. Ancak şunu memnuniyetle belirtebilirim ki, Türkiye’nin 2020 yılında geldiği nokta iyi bir noktadır ve inşallah daha ileriye gideceğiz. Ancak bu noktaya gelinceye kadar ne badireler çekildi, ne sıkıntılar yaşandı, ne zorluklar gördük bunları unutmamız gerekiyor. Özellikle üniversitede okuyan siz arkadaşlarımızın bunları zihinlerinin bir kenarına yazması gerekiyor. Ama oralara takılıp kalmadan istikbale bakmanız ve yürümeniz gerekiyor.

Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e geçerken birçok gelenek Cumhuriyet’e ve özellikle devlet yönetimine intikal etti. Bunların arasında kötü geleneklerde vardı ve bu kötü geleneklerden biri Türk Silahlı Kuvvetlerinin darbeci geleneğiydi. Maalesef Osmanlı’dan Cumhuriyet’e de bu intikal etmiştir. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün ve İsmet İnönü’nün Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinden gelmesi itibariyle o dönemlerde bazı askeri kıpırdamalar oldu ama çok etkili olamadılar. Çok partili siyasi hayata geçtiğimiz 1960, 1971, 1982, 28 Şubat’ın yaşandığı 1996, 7 Nisan 2007 yılı ve en son yaşadığımız 15 Temmuz 2016 Türkiye’yi mahveden süreçlerdir. Bu süreçler Türkiye’de insanlığı yerin dibine batıran süreçlerdir ve Türkiye’nin kalkınmasını - gelişmesini engelleyen süreçlerdir. Maalesef Türk Silahlı Kuvvetlerinin içerisinde cuntacı, darbeci dediğimiz, anayasanın ve hukukun dışına çıkarak mafya yöntemlerinden heveslenler, milletin vermediklerini alıp millete hükmedemeyenler her zaman olmuştur.

İşte bu nedenlerden dolayı geçmişini bilmeyen bir millet, geleceğine emin adımlarla yürüyemez. Onun için bileceğiz, öğreneceğiz okuyacağız ve bilenlerden dileyeceğiz.  Milletin oylarıyla gelmiş olan rahmetli Menderes, sonrasında 1971’de Süleyman Demirel’i indirdiler. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı oldu aynı şeyi ona da yaptılar.  Rahmetli Erbakan zamanında 28 Şubat olayı oldu. Elbette farklı görüşlerimiz ve düşüncelerimiz olacaktır. Bunlar Türkiye’nin  zenginliği ve güzelliğidir. Farklı düşünceler ve farklı görüşler,  farklı renk veren gül bahçesi gibidir.  Ama bu gülün dikeni var diye, birileri elinde silahla, sopayla, baltayla gelip bu güllerin hepsini koparmaya kalkarsa işte o zaman bu memlekete en büyük zararı vermiş olur.  İşte cuntacılar bunu yapmışlardır” diye konuştu. 

Türkiye’nin maruz kaldığı 15 Temmuz hain darbe girişimine ve Türk Milletinin topyekûn göstermiş olduğu kahramanlığı da değinen Malkoç, “15 Temmuz gecesi de Türkiye’yi bölmek için, Türkiye’de iç savaş çıkarmak için NATO ile beraber FETÖ askerleri harekete geçirildi. 15 bin asker, 175 general, 200 tank, 156 savaş uçağı, 75 helikopter, 15 bin ağır silah ve tüfekle milletin karşısına dikildiler. Sizin verdiğiniz oyları, benim verdiğim oyları, ve anayasayı ortadan kaldırmaya kalktılar. Ama unuttukları bir şey vardı. O da bu asil ve kahraman Türk milletini unutmuşlardı. Milletimiz tarih boyunca yazdığı destanlardan birini 15 Temmuz’da yazdı. Başlarında da verasetiyle, dirayetiyle, cesaretiyle bir Cumhurbaşkanı vardı Recep Tayyip Erdoğan’dı.

15 Temmuz’da şunu gördük ki, bu milletin gençleri, bu milletin asil evlatları Türkiye’de hukuksuzluğa müsaade etmedi. Önce gençler alanlara çıktılar ve darbecileri önce onlar durdu. O gece sivil toplum kuruluşlarımızın, milletimizin, askerlerimizin, polisimizin içerisindeki yurtseverlerin hepsi harekete geçti.

Şimdi 2020 yılındayız ve 2023’te Cumhuriyetimizin 100’üncü yıldönümünü kutlayacağız.  Hedefimiz dünyadaki ilk on ülke arasına girmek. Türkiye çok şükür 15 Temmuz’dan sonra demokratikleşme yolunca çok ciddi mesafeler aldı, çok önemli değişikler yaptı. PKK ve FETÖ ile ilgili gereken mücadeleyi verdi ve şimdi nükleer teknoloji ile tanışıyor, üniversitelerini yeniliyor, savunma sanayisini geliştiriyor. Dünyanın en iyi havaalanlarını ve yollarını yapıyor. Hatta sporcularımız bile uluslararası müsabakalarda artık altın madalyalarını çoğaltmaya başladılar. İşte bunların hepsi 2023’e hazırlıktır ve ben 2023’ten çok umutluyum” dedi.

Konferans, Başdenetçi Şeref Malkoç’un konuşmalarının ardından kendilerine Rektör Prof. Dr. Mazhar Bağlı’nın plaket takdimini ve Malkoç’un da Rektör Bağlı’ya plaket ile birlikte Kamu Denetçiliği Kurumu’na ait yayın organlarını hediye etmesiyle sona erdi.