NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin’den “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

08 Mart 2022 1176
NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin’den “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” Mesajı

"8 Mart Dünya Kadınlar Günü" kadınların, kapitalist düzende sömürülen emeklerine karşılık insan olarak erkeklerle eşit haklar elde edebilmek için başlattıkları tarihsel mücadele aşamalarının bir  sonucu olarak tüm dünyada  kutlanmaya başlanmıştır.

İnsan haklarına ve kadın haklarına verilen değer kavramının; insanın merkezi konumuna dayalı bir medeniyet tasavvuru olduğu açıktır. Akıl ve irade sahibi insanın kâinatın merkezinde yer aldığına dair güçlü referansları bulunan medeniyetimizde  insan;  herhangi bir ayrımcılık yapılmaksızın “bir bütün olarak” değerli kılınmaktadır. Nitekim İslam dinindeki, ‘Üstünlük ancak takva iledir’ temel prensibi ile;  insanlar arasında cinsiyete, etnik kimliğe, maddi duruma ve kişinin kendi seçimi olmayan özelliklerine bağlı herhangi bir üstünlük tanınmamış, kişilerin kendi ahlaki ve entelektüel çaba ve tercihlerinden ötürü birey olarak birbirlerinden üstün ve/yada farklı olabileceği anlayışı getirilmiş, varoluşsal bakımdan her insanın  “şerefte eşit” olduğu gerçeği  ise bir kültür normu olarak tahkim edilmiştir.

Bugünün değer ve ölçütleriyle geçmişe bakma yanlışı anlamına gelen anakronizmin tuzağına düşmeden tarihsel süreci inceleyip Türk ve İslam Medeniyetine baktığımızda; bizim geleneğinizde tarih boyunca kadının insan hakkının toplumsal değerler düzeyinde daima sağlam bir konumda yer aldığını görürüz.  İslamiyet öncesi Türk kültüründe kadın ve erkek toplumsal faaliyetlere eşit şekilde katılır, Kağanın karısı, düzenlenen tören ile başa geçer ve devleti Kağan ile birlikte ortak bir şekilde yönetirlerdi. İslam sonrası kültürümüzde ise Peygamberimizin kadınların insan haklarına değer vermesini kendine örnek alan Türk toplumları kadın haklarına daima saygılı olmuşlardır. İlim öğrenmenin kadın ve erkek her Müslümana farz kılınması da bu anlamda cinsiyetler arası bir fark gözetilmediğini vurgulamakla birlikte, Hazreti Peygamberin “Cennet annelerin ayakları altındadır” sözü ile de;  cinsiyet farklılığının tamamen gözardı edilmediği ve her cinsiyetin kendi doğal özellikleri itibariyle saygıya değer olduğu vurgulanmaktadır.

Günümüzde ise, toplumların kültürel normlarının yanında tüm insanlığın ortak normları olan ‘Evrensel İnsan Hak ve Hürriyetleri’nin anayasal ve kültürel güvence altında olduğu, her bireyin kendi hür iradesine dayalı “maddi, manevi” gelişimi için gerek duyduğu tüm kaynaklara erişiminde ‘fırsat eşitliği’nin sağlandığı bir toplumsal ortamda; “muhtemel ayrımcılık” sorunlarıyla karşılaşılması en az düzeyde olacağı gibi; ortaya çıkan bu tür sorunların çözümü de daha kolay olacaktır. 

Bu düşüncelerle, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü en içten dileklerimle kutluyor, sağlık ve esenlikler diliyorum.